Kulağımda sanat!

Soğukta epeyce yürüdükten sonra kendimizi Nişantaşı'nda küçük bir kafeye attık. Yanımda sanat eleştirmenliği yapan bir arkadaşım var. Önce bana kafenin duvarındaki resimleri anlattı.

Soğukta epeyce yürüdükten sonra kendimizi Nişantaşı'nda küçük bir kafeye attık. Yanımda sanat eleştirmenliği yapan bir arkadaşım var. Önce bana kafenin duvarındaki resimleri anlattı. Bir yandan da görmeyerek nasıl resim beğenilebilir diye tartışıyorduk. Kahvelerimiz bitince bana hiç beklemediğim bir teklifte bulundu: "Benimle bir resim sergisine gelir misin?"10 saniye sessiz kaldım. "Seni üzmek istemedim" dedi. Oysa üzülmemiş, şaşırmıştım. Masada olduğunu tahmin ettiğim elini bulup sıktım, "Üzülmedim" dedim. Cesaretini de kutladım. Bunu kimse yapmaz. "Dalga geçer gibi resim sergisine mi çağrılır?" diye düşünür herkes. Bence bu bir önyargı. Yola çıktık ve Teşvikiye'deki bir binaya girdik. Galeriye girince ilk dikkatimi çeken atıştırma masalarından gelen fısıltılardı. Açılışa denk gelmişiz.Kadehlerimizi alıp gezmeye başladık. Arkadaşım anlatıyordu. Turun yarısındayken duyduklarımı kafamda canlandırdım. 'Kadın', 'kız bebek' ve 'kan' kelimelerini sıkça duymuştum. "Sergi... Devamını okumak için ve tanışmak için Hemen Kayıt Ol